DIŞİŞLERİ'NDEN IRAK'A SERT UYARI

ANTALYA Haber Girişi : 05 Şubat 2013 15:08
DIŞİŞLERİ'NDEN IRAK'A SERT UYARI
Davutoğlu, Irak Başbakanı Nuri el Maliki'yi uyararak, "Türkiye'nin dostluğu çok kıymetlidir. Bunu idrak etmesi, öncelikle kendi menfaatinedir" dedi
İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Komisyonu'na katılmak üzere Mısır'ın başkenti Kahire'de bulunan Davutoğlu, Türk gazetecilere açıklamalarda bulundu.Maliki'nin "Türkiye bölgedeki bütün sorunların sebebidir" açıklamasının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "Kendisine, Türkiye'nin dostluğunun kıymetini bilmesini tavsiye ederiz. Bu dostluğu değerlendirenler büyük kazançlar, büyük faydalar, kalıcı, güzel ilişkiler bulmuştur. Biz her zaman Irak halkının yanında olmaya devam edeceğiz. Ümit ederiz, Sayın Maliki de bundan sonra aklı selim ile açıklamalar yapma noktasına gelir" dedi.

"MALİKİ, ÜLKESİNDE NİYE 24 SAAT KESİNTİSİZ ELEKTRİK YOK ONA BAKSIN!"

Davutoğlu, "Öncelikle şunu ifade etmek isterim, Sayın Maliki, Irak'ın başında 7 yıldır başbakanlık yapan bir lider. Öncelikle ilgilenmesi gereken konular Irak'la ilgili sorunlar. Ancak bu 7 yıl içerisinde Irak'ta siyasi uzlaşı bakımından, ekonomik kalkınma bakımından, nereden nereye geldiği de, herhangi bir ilerleme katedmediği de çok aşikar. Sayın Maliki'nin öncelikle sorması gereken soru, bu 7 yıl içinde dünyanın en zengin doğal kaynaklarına sahip olan Irak'ta, başta başkent Bağdat olmak üzere şehirlerinde niye 24 saat kesintisiz elektrik yok. Niye elektrik sağlanamıyor. Niye Maliki, Irak'taki bütün liderlerle ihtilaf halinde. Her hafta, bazen her gün birkaç liderle çatışma yaşıyor" şeklinde konuştu.

"MALİKİ, TÜRKİYE'NİN BÖLGEDEKİ ETKİSİNİ TAKDİR EDEBİLECEK DÜZEYDE DEĞİL"

Bakan Davutoğlu konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkiye'nin bölgedeki etkisini, katkısını Sayın Maliki takdir edebilecek düzeyde değil. Bu etkiyi ve katkıyı Filistin'e gitsin sorsun, bu etkiyi ve katkıyı Kuzey Afrika'da büyük bir demokratik değişim süreci yaşayan halklara sorsun, Mısır'a, Körfez'e gitsin sorsun, hatta Irak sokaklarına insin, Musul'a, Basra'ya insin orada sorsun! Bizim bölge barışı için yaptığımız katkılar aşikardır. Geçen seneye kadar da, Sayın Maliki en zor durumlarda dahi Türkiye'nin desteğini talep etmiştir. Terör saldırılarıyla karşı karşıya kaldığında da yardım talep etmiştir ve biz bu desteği hep vermişizdir. Suriye ile savaşın eşiğine geldiği zaman da bizden destek talep ettiğinde, elimizden gelen katkıyı yapmışızdır. Şimdi o günlerde Türkiye'yi bir barış elçisi, problemleri aşmada önemli bir aktör olarak gören Maliki'nin, son aylarda bu açıklamaları yapması aslında kendi içinde ne kadar büyük tezat yaşadığının göstergesi."

"TÜRKİYE'NİN DOSTLUĞU ÇOK KIYMETLİDİR"

"Sayın Maliki'ye şunu hatırlatmak isteriz: Türkiye'nin dostluğu çok kıymetlidir. Bunu idrak etmesi, öncelikle kendi menfaatinedir. Ama o ne derse desin, bizim Irak halkıyla aramızdaki dostluk bağlarına zarar veremez. Erbil'den Basra'ya, Musul'dan, Diyala'ya, Anbar'dan Necef'e Irak'ın her bir köşesindeki kardeşimizin acısı bizim acımızdır, sevinci bizim sevincimizdir. Onlarla bizim aramıza kimse giremez. Bu konuda da Türkiye hiçbir zaman Sünni, Şii, Kürt, Arap hiçbir zaman ayırım yapmamıştır. Irak halkı bunu biliyor. Sayın Maliki, kendi sorunlarını örtbas edebilmek, kendi başarısızlıklarını gündemden düşürebilmek için başka gündem oluşturma çabası içerisine girmemelidir."

İRAN TEMENNİSİ

Ahmedinejad'ın, Mısır'ı ziyaret eden ilk İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olmasının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, "Biz her zaman bölgede üst düzey ziyaretlerin artmasını, bölgede barış ve kalıcı diyalog ortamının sağlanması açısından faydalı görürüz. İran ve Mısır bölgenin iki önemli aktörüdür. Biz ilişkilerin durduğu dönemlerde dahi hep her iki tarafa da ilişkileri iyi tutmaları yönünde telkinde bulunmuşuzdur. İran da, Mısır da bizim komşumuzdur, biri karadan, biri denizden. Bu ilişkilerin gelişmesinden Türkiye sadece memnuniyet duyar" şeklinde konuştu.

"MALİ KONUSUNDA BM VE BÖLGESEL ÖRGÜTLERİN ÖNE ÇIKMASINI VE LİDERLİK ETMESİNİ ÖNEMSİYORUZ"

Fransa'nın askeri müdahalede bulunduğu Mali'ye ilişkin de açıklamalarda bulunan Davutoğlu, "Mali konusunda biz baştan itibaren Mali'nin toprak bütünlüğü içerisinde siyasi diyalog çabalarıyla çözüm bulunması için çağrıda bulunduk. Büyük çaba sarfettik, dün akşam da Fransa Dışişleri Bakanı Loraint Fabious ile bir görüşmemiz oldu. Biz her zaman bu tür konularda BM7nin ve bölgesel örgütlerin öne çıkmasını, onların liderlik etmesini önemsiyoruz. BM'nin aldığı presip kararları çerçevesinde yapılan çalışmalara destek verdik. Ayrıca Mali ve etrafındaki bütün komşu ülkeler İİT üyesidir. Dolayısıyla bugün de bildiride istediğimiz hususlar arasında Mali'ye dönük olarak bir İİT temas grubu oluşturulması ve bunun Mali'ye derhal ziyarette bulunması ve bu ziyarette Mali'li gruplar arasındaki siyasi diyalogla ilgili bir yol haritasının çıkarılması konusunda katkıda bulunması" dedi.

"SURİYE POLİTİKAMIZ ULUSLAR ARASI HUKUKA SAYGILI BİR POLİTİKADIR"

Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye politikasında bir değişiklik olup olmadığı şeklinde bir soruya ise, "Suriye konusunda Türkiye'nin izleyegeldiği politika temel ilkelere dayalı bir politikadır. Uluslararası hukuka saygılı bir politikadır. Bu çerçevede bu politikamız ısrarla aynı çizgide devam edecektir. Bu çizgi, Suriye halkının haklı taleplerinin hayata geçirilmesidir. Suriye halkına kendi taleplerini, kendi iradesini yansıtma hakkı verilmelidir" şeklinde cevap verdi.

"İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI TARİHİ BİR DÖNEMEÇTE TOPLANIYOR"

Bu arada İslam İşbirliği Teşkilatı'nın zirve toplantısına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Davutoğlu, "İİT, gerek bölgede, gerek İslam dünyasında zirve olarak tarihi bir dönemeçte toplanıyor" dedi.

Davutoğlu toplantıda üç ana başlığın önem taşıdığını belirterek, "Birincisi, şu anda İslam dünyasının doğrudan muhatap olduğu Suriye, Mali gibi sorunlar. Ortadoğu'daki değişim süreci içerisinde müslüman toplumların karşı karşıya olduğu sorunlar. Bu konuda kapsamlı istişarelerde bulunduk. Suriye ve Mali'deki kardeşlerimizin çekmekte oldukları sıkıntıları paylaşmak dışında, bu sıkıntıların aşılması için bir eylem planı ortaya konması konusunda da İİT bünyesinde yoğun şekilde çaba gösterildi" ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu konuşmasına şöyle devam etti:

"İkinci önemli başlık, Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren, Kıbrıs sorunuyla ilgili Türkiye'nin yaklaşımını ifade eden paragrafların metinlerde yer almasıydı. Bu konuda, Türkiye'nin talep ettiği hususlar yerine getirilmiştir. Batı Trakya'daki azınlık sorunlarıyla ilgili olarak da yine taleplerimizi karşılayan cümleler yer almıştır. Ayrıca İslam dünyasının değişik yerlerinde, Myanmar'da, Filipinler'de, Tayland'da yaşayan müslüman azınlıklar konusunda da yine Türkiye'nin katkılarıyla son derece yapıcı kararlar bildiriye konmuştur. Tabi nihai bildiri cumhurbaşkanları tarafından onaylanacak.

Üçüncü konu da, Türkiye'nin uluslararası örgütlerdeki üyelikleri ve en önemli tabi İİT'nin bir sonraki dönem başkanlığını üstlenmemiz. 2014'de başlaması gereken, ancak Mısır'ın dönem başkanlığı biraz ertelendiği için tarihde bir kayma olabilir.

Bizim dışımızda Azerbaycan, İran ve Endonezya adaydı. Azerbaycan ile büyük ölçüde mutabakat sağlamış görünyoruz. Biraz sonra İran ve Endonezya dışişleri bakanları ile de görüşeceğim. İnşallah bundan sonraki zirve ülkemizde gerçekleşecek.

Ayrıca 2015-2016 BM Güvenlik Konseyi üyeliği, EXPO 2020'ye ve Olimpiyatlara ev sahipliği yapması konularını hem ikili görüşmelerde, hem de temaslarımızda dile getirilen hususlar. Umarız önümüzdeki adaylıklarda İİT'nin desteği tam olarak arkamızda görürüz.

Ama özellikle şunu vurgulamak isterim, Türkiye'nin yükselen profilinin en fazla hissedildiği yerlerden biri de İİT. Çok geniş kapsamlı desteği her zaman yanımızda bulduk."