ATSO MECLİS TOPLANTISI YAPILDI

- ATSO BAŞKANI ÇETİN OSMAN BUDAK: - "TÜRKİYE'DE HER GÜN YENİ BİR OLAYLA, YENİ BİR GÜNDEMLE KARŞILAŞIYORUZ. HER GÜN BİR ÖNCEKİ GÜNÜ ARATIR HALE GELDİ"

- "TÜRKİYE EKONOMİSİ SORUN YAŞADIĞINDA, EKONOMİ YAVAŞLADIĞINDA, ANTALYA YAVAŞLADIĞINDA HERKESTEN ÖNCE ÖZEL SEKTÖR KAYBEDİYOR, BİZ KAYBEDİYORUZ" 
- "İŞADAMLARI OLARAK SORUNLARI SÖYLEMEK, UYARIDA BULUNMAK, DÜZELME TALEP ETMEK HAKKIMIZDIR"
   ATSO Aralık Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Üyelerinin yoğun katılımı ile gerçekleşti. Meclis'te ATSO'nun 2014 tahmini bütçesi 22 milyon 750 bin lira olarak kabul edildi. 
Meclis'te bir konuşma yapan ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, odanın faaliyetlerinin yanı sıra, ülke ve kent gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Türkiye'nin ağır gündemi ve olup bitenler karşısında ekonomik tahmin yapmanın çok kolay olmayacağını belirten Budak, "Türkiye'de her gün yeni bir olayla, yeni bir gündemle karşılaşıyoruz. Her gün bir önceki günü aratır hale geldi. Biz Antalya özel sektörü olarak; Türkiye daha hızlı değişsin, gelişsin, Antalya bugünden daha şık bir kent olsun kaygısını taşıyoruz. Hepimiz işimizi korumak, geliştirmek, daha fazla yatırım yapmak, daha fazla istihdam yaratmak, daha fazla vergi vermek, ayrıca ülkenin ve ilimizin daha iyiye gittiğini görmek istiyoruz. Farklı sektörlerden, farklı düşüncelerden 129 kişilik bir meclisiz" dedi.
"Ülkemizde demokrasinin, adaletin, ekonominin hızla ilerlemesini istemek hakkımızdır" diyen Budak konuşmasında şunları kaydetti:
"Demokrasinin, hukukun, adaletin ana ilkeleri bellidir. Çağdaş ve uygar demokrasilerde siyasetin de kuralları ve ilkeleri bellidir. Dünyada ileri ekonominin ve çağdaş demokrasinin iyi örnekleri İsveç, Norveç gibi Kuzey-Batı Avrupa ülkeleri, İngiltere, Almanya gibi ülkeler, ABD ve Kanada'dır. Eksikleri olsa da dünyada demokraside de ekonomide de en ileri ülkeler onlardır. Günümüzde çağdaş uygarlığı halen bu ülkeler temsil etmekteler. Artık Türkiye'nin demokraside, hukukta ve ekonomide bu ülkelere yaklaşmasını istiyoruz. Türkiye ekonomisi sorun yaşadığında, ekonomi yavaşladığında, Antalya yavaşladığında herkesten önce özel sektör kaybediyor, biz kaybediyoruz. İşadamları olarak sorunları söylemek, uyarıda bulunmak, düzelme talep etmek hakkımızdır."
Hanelerin yüzde 40'ının ayda bir asgari ücretten daha düşük gelirle yaşadığını, kişi başına aylık geliri 600 liranın altında olan 22 milyon kişi bulunduğunu belirten Budak, "Bunlar 2012 yılı TUİK verileri. Ayda 400 TL geliri bile olmayanların sayısı 12 milyon. Ayda 300 TL geliri olmayanların sayısı 7 milyon. Bu ülkede yılda tüketilen kırmızı et 1 milyon ton, kişi başına yıllık tüketim 15 kiloya yakın. Beyaz et tüketimi bile kişi başına yılda 20 kilo. Avrupa ve Amerika'da 85-100 kilo. Et tüketiminde Hindistan ile Afrika ile yarışıyoruz. Yani bu ülkede et yiyemeyen, eti televizyonda gören insanlar var. Kendiliğinden vejeteryan bir halkımız var. Bunlar da bu ülkenin vatandaşlarıdır. Bu nedenle işadamı olarak yakınırken de bu gerçeği unutmayalım" dedi.
Ekonomide belirsizliklerin arttığını, 2013 yılını yüzde 4'e yakın bir büyüme ile bitirildiğini ifade eden Budak, bu büyümeyi kamu harcamalarında artışın, kredilerdeki artışın sağladığını, özellikle konut sektöründe, inşaatta, dayanıklı mal tüketiminde artış olduğunu söyledi. "Umarım, gelecek yıl bu büyümeyi de aramayız" diyen Budak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü, faiz artışı, kredilerin daralması, iç piyasanın yavaşlaması 2014 yılını zorlaştıracaktır. Dövizde artış maliyetlere ve enflasyona daha fazla yansıyacaktır. Dün enerji bakanının kur artışının 4 milyar dolarlık ek maliyet getirdiğini söylediğini haberlerden izledik. Muhtemelen yılbaşından sonra enerji fiyatlarının ayarlanması gündeme gelecektir. Dövizde daha bir müddet dalgalanma yaşayabiliriz. Dövizde keskin hareketlere de aldanmayın. Dövizde ve borsada son vagona binenler zarar ederler, çıkışta da inişte de son vagona binmeyin.
Hangi sektörde olursanız olun, rekabet gücünüzü artıracak önlemleri ihmal etmeyin. Şunu unutmayın, ekonomi hızlı büyüse de yavaş büyüse de pazar payını artırabilen kazanır, artıramayan kaybeder" şeklinde konuştu.
Antalyalı bir işletmenin, bir KOBİ'nin, bir esnafın asıl rakibinin komşusu olmadığını bildiren Budak, "Dev ulusal ya da uluslar arası firmalardır. Antalya'da bir sektör veya her işletme kendini geliştirirse bundan herkes kazanır. Yani komşunuz ilerlerse siz de ilerlersiniz. Komşunuzun işleri bozulursa sektörü de sizi de aşağı çeker. Bu nedenle sektör olarak biraya gelmeye, ortak çalışmaya önem vermeliyiz" dedi.
ATSO olarak öncelikli görevlerinin Antalya'ya sahip çıkmak olduğunu ifade eden Budak, "Biz 132 yıllık bir kurumuz, Antalya'nın vergi verenlerini temsil ediyoruz. Dolayısıyla Antalya'nın her konusuna sahip çıkmalıyız, çıkacağız. 30 Mart yerel seçimleri Antalya'nın sorunlarının konuşulması açısından iyi bir fırsattır" diye konuştu. Antalya siyasetinde birşeylerin değişmesinde ısrarcı olabilineceğini kaydeden Budak şunları söyledi:
"Yerel yönetimlerden talepler dosyamızı, adaylardan isteyeceğimiz taahhüt belgesini önümüzdeki günlerde tamamlayacağız ve gelen adayların önüne koyacağız. Şu aşamada herkesten talebimiz Antalya'da yerel seçim yarışının nezaket kuralları içinde gerçekleşmesi, kavga yerine, seviyeli bir proje ve hizmet yarışı olmasıdır. Seçim proje yarışı olursa Antalya kazanır. İkinci talebimiz ise artık yerel yönetimlerde sivil toplum ve meslek kuruluşlarıyla işbirliğinin tam anlamıyla yaşama geçirilmesidir. Bu ilin bütün planları, imarı, ulaşımı, altyapısı, nerede ne yapılacağı bizi birinci derecede ilgilendirir. Bir şehrin ulaşımı sade bir vatandaş için bir yaşam kalitesi konusudur ama bizim için işimizin, şirketimizin hayatıdır, geleceğidir. Günümüzde demokrasiler sivil toplumun, özel sektörün kararlara katılımını sağlamıyorsa aksaklık var demektir. Şeffaf ve katılımcı olmayan yönetim anlayışı artık bu çağın gerisinde kalmıştır. Bu nedenle ATSO olarak adaylardan istediğimiz sadece seçim vaatleri değildir. Biz sade vatandaş değiliz, 132 yıllık, 40 bin firmayı temsil eden bir kurumuz. Biz belediyelerin ortağı olmak durumundayız. Bu nedenle adaylardan isteyeceğimiz şey ortaklık sözü olacaktır."
Türkiye'de yerel seçim dönemlerinin önemli bir riskinin kaçak ve ruhsatsız işlerin artması olduğunu söyleyen Budak, "Geçmişte seçim öncesi gecekondular yapılırdı. Artık gecekondu yok, ama kaçak ve ruhsatsız işler bitmiyor.İlgili kurumlara seslenmek istiyorum. Komite raporlarımız sürekli olarak ruhsatsız işletme şikayetleriyle dolu. Artık haksız rekabete kimsenin tahammülü kalmadı. Seçim dönemi daha beter olmasın. İşini düzgün yapan restoranı, inşaat firmasını, esnafı, fırıncıyı cezalandırmayın. Seçim için haksız rekabete yol açmayın, Antalya'ya da haksızlık etmeyin" dedi.
Konuşmasında komite raporlarına da değinen Budak, "25. grubumuz dolandırıcılığın arttığı konusunda uyarı yapmış. Gerçekten özellikle son zamanlarda Türkiye'de halkın kimlik bilgileri, telefon numaraları, vatandaşlık numarası, hatta kredi kartı bilgileri herkesin elinde dolaşıyor. Vatandaşı dolandırıcılardan korumak için mutlaka önlemler alınması gerekiyor.
7. grubumuz diyor ki, '1000 metrekare ve üstü alana sahip olmayan marketler yönetmeliğe aykırı olarak fırın açıyorlar'. 33. grubumuz 1998 yılından önce yapılmış binaların güvenliği kontrol edilmelidir diye uyarıyor. Gerçekten çok önemli bir konu. Belediyelerin bu konuda halkı uyarması ve yol göstermesi gerekiyor. 9. gurubumuz yılbaşı öncesi işporta satışların yine arttığını söylüyor. Maalesef bayramlarda da yılbaşı gibi zamanlarda da işporta sorunu bitmiyor. 26. grubumuz 5 aydır altın ayar kontrolü konusunda bir onay bekliyor. Biz TOBB'a yazdık, TOBB Bakanlığa yazdı. Kendi başımıza bir şey yapsak yarın ne çıkacağı belli olmaz. Yazı bekliyoruz, gelmiyor. 21. grubumuz güneş enerjisi ekipmanlarında KDV'nin düşürülmesini istemiş. Birçok sektörümüz KDV indirimi istiyor. Ama güneş enerjisi bugünlerde ayrı bir önemli konu. Çünkü Türkiye enerji ithalatını bir türlü düşüremiyor. Diğer taraftan Antalya'da soğuk havalar yeniden hava kirliliği ile birlikte geldi. Antalya doğal gaz konusunda da gerekli ilerlemeyi sağlayamadı. Bu konu üzerinde daha fazla durmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
ATSO olarak Antalya'nın diğer sivil toplum örgütleriyle ortak platform çalışmalarını güçlendireceklerini ifade eden Budak, 2013 yılını Product of Antalya Projesi ile bitirdiklerini bildirdi. Budak, bu projede iyi tarım uygulamaları çerçevesinde üretilen Antalya domatesine Product of Antalya etiketleri basacaklarını, böylece en önemli ihracat ürününde markalaşma çalışmasına geçmiş olacaklarını kaydetti. Bu tür projelere 2014 yılında hız vereceklerini belirten Budak, şunları söyledi:
"ATSO Kültür Merkezi ve ATSO Kaleiçi Evi inşaatlarının yanı sıra ihracata destek amaçlı URGE projemizi de yapı malzemelerinden sonra gıda ve diğer sektörlere yaygınlaştıracağız.
Üyelerimizle iletişimin yoğunlaşması, e-ticaret, e-barter konularında çalışcağız.
ATSO olarak kent merkezini canlandıracak çalışmalara girmeliyiz. Noel, yılbaşı, paskalya gibi zamanlarda yurtdışından turist çekecek etkinlikleri Antalya'nın düzenlemesi, bizim de öncülük yapmamız, destek vermemiz gereken konular olarak öne çıkıyor. Noel'in ilk akla gelen ikonu Noel Baba'dır. Bir uluslararası marka değerlendirme kuruluşu, "Noel Baba" markasını dünyanın en değerli markası olarak ilan etmiş. Seyahat, perakende alışveriş, konaklama sektörlerine ekonomik katkılarını dikkate alarak marka değerine 1.6 trilyon dolar değer biçmiş. Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikola Demre'de yaşamıştır. Antalya'nın hatta Türkiye'nin bu dev markanın ekonomik değerinden ne kadar sembolik bir pay aldığı ortadadır. Yeni yıl artık evrensel bir kutlamadır. Antalya turizm kenti ise güzel etkinliklere sahne olmalıdır. Ama Antalya gibi turizmin başkenti yeni yılı karanlık caddelerle karşılamaktadır. Bu nedenle bu konuda gelecek yıl Antalya'yı harekete geçirmeliyiz. Güvenli alışveriş projesine mutlaka birçok sektörümüzün başlaması gerekiyor. Kırsal turizm veya tarımsal turizm projesini başlatmamız gerekiyor. Kurvaziyer turizm ve gastronomi turizmi konusunda çalışma yapmamız gerekiyor. Antalya Tarım Konseyi'nin aktif hale getirilmesi, uluslararası tarım fuarlarına katılım, tarımda kümelenme gibi çalışmalar da önceliklerimiz arasındadır. Antalya OSB'de Ar-Ge altyapısının güçlendirilmesi, toplu işyerleri projesinin takip edilmesi programımızda olan konulardır. Hızlı tren konusunu gündemde tutmaya devam edeceğiz."

25.12.2013 16:03:01